11 Aralık 2012 Salı

Kapanış Öyküsü

Ö'ye...

Sana tüm bunları bağıra çağıra söylemek isterdim. İçim dökülsün diye, içim bu kez sen dışında bir yere dökülsün diye... Ancak üst düzey empati yeteneğin, söylediklerimi, yoksunluğuma bağlardı. Merak etme;
"Herkesin Keyfi Yerinde"...

Sen sen olmayı bıraktığında domino taşlarına dokundum. Yıkılmadan toparlanan hiçbir şey yoktur dünyada... Belki başka galakside vardır. Ben bilmem. Ben zaten hiçbir şey bilmem.

Hadi kabulüm, zihnimde tasvir ettiğimden farklı çıktığını idrak ettim. Ancak kendine yaptıklarını sineye çekemem. O denli sığ bir perspektifle bakıyorsun ki. Üstelik öyle yapmaman gerektiğini biliyorsun. Lakin haline bak, kibirle, küstahlık arasındaki ince çizgine bak. Herkes gibisin, herkes gibi olmak; kolaya kaçmaktır. O zihnime maket bıçağı ile müdahale edip, tasarımımı kesip atmak istiyorum. Çünkü o zaman senden bir şeyler kalacak bana. Tek kişilik dev bir sahnenin tozunu yutmama rağmen, o anlardan mutluyum hala.

Giyim kuşamın, tepkilerin vesaire... Bana mı düşer lan bunları yazmak. Katiyen bana düşmez. Süreç göz önüne alındığında bana düşmeyen çok eyleme kalkıştığımın farkındayım ama. Büyük ihtimal çok başarılı olacaksın. Başarılı bir adamla evleneceksin; "Aşk ve Küller" de sanırım; Gosling repliği; "Kadınlar aşık olmaz veya aşık oldukları adamla evlenmez, kendilerini güvence altına almaya bakarlar..." bu denli acımasız değilim tabii. Yine de algıda seçicilik önemli mevzu. Freud Emice'ye sor dilersen.

Kendini suyun akış yönüne bırakma... Silkelen biraz, toparlan. Herkes adına yapabileceklerin mevcutken...

Beni geç... Ben üçüncü sınıf bir kitapçıda çalışacağım. Sen öyle bir yerin olduğundan bile bihaber. Senin gibisinin yolunun asla düşmeyeceği bir mekan orası. Benim gibisinin ise çıkmak bile istemeyeceği... Zaten karşılaşmamamız en iyisi. Cebimde senin sen olduğun zamanlardan bir şeyler kalsın.

"Koca Dünyada Kurtuluş Pusuda"
kurtulmak isteyene!!!

Elveda...

(asla tamamlanmayan yap-boz)

cemal çalışkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder