14 Aralık 2012 Cuma

Otomat

21:00

Sondan bir önceki metro... Sondan bir öncekinin kıymeti yadsınamaz... Sanılanın aksine ilk veya son akılda kalmaz. Onlar hazırlık ve nihayete ermektir. İkinci ile sondan bir önceki caziptir. İkinci aşk, sondan bir önceki intihar denemesi. Aynadaki ışığı söndür.

Yayıncı tarafından reddedildi. Kaçıncı defa. Çalmadık kapı bırakmadı. Faydasız...

Metro istasyonunda sondan bir önceki metroyu bekliyordu. Meteliksiz... Cebinde beş para etmez şiirler. Dergilerin, sevdiği kadının gözlerinin yatay çizgiler çektiği şiirler. Sınır sınırsızlığı doğurmaz...

İki dakika...

Göz ucuyla metronun gelişini haber veren sayaca baktı. İki dakikadan geri sayıyordu. Ağzı kurumuştu aniden, cola otomatı birkaç adım uzaktaydı. Parasızlığın, edebiyatın, aşkın içine...

Bir dakika...

Hiçbiri yetmez gibi kira zamanı da gelmişti. Fakat uyarmışlardı onu; git adam gibi bir iş bul, evlen... Yuvanı kur, vesaire... Vesaireler adamın gırtlağına batan toplu iğnelerdir ahali. Peh, bu cümle için de para alamayacaktı.

Kırkbeş saniye...

Tanıdığını varsaydığı, aşık olduğu kadına yazdığı son şiir de cebindeydi. Portakal çiçekleriyle bezeli, üst düzey lirik alt düzey gururlu bir şiir. 

Sağ elini, pantolon cebine soktu. Şiirleri çıkardı. O şiiri buldu. Şiirin yazılı olduğu kağıdı katladı. Otomata yürüdü. Denemekten zarar gelmez...

Yirmi saniye...

Şiiri, kağıt para girişine yerleştirdi. Seçimini yaptı. Kağıt paran varsa dilediğin seçimi yapabilirsin. Bozuk parayla olmaz ama. 
Otomat pürüz çıkarmadı. Kutu cola çıkış bölmesine düştü. Colayı aldı. 

Metro istasyona varmıştı.

Gececi, colayı içerken metroyu umursamadı. Son metroyu bekleyecekti...

mtnlkn

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder