13 Mayıs 2013 Pazartesi

Kod Adı: Olympus




Beklenti, tahmin, efekt saldırısı...
Filmden beklentim neyse onu buldum. Mantık hatalarını madde madde sıralamaya gerek yok. Zaten filmden çıkınca, üzerine düşündükçe daha fazla buluyorsunuz. Yapım başı, sonu hatta ortası belli bir biçimde ilerliyor. Tahmin ettiğiniz her kare adım adım perdede arz-ı endam ediyor. Siz de Gerard Butler'ın tek kişilik ordusunu, efekt saldırılarına maruz kalarak izliyorsunuz. Antoine Fuqua, Traning Day'i çektiğinde nasıl iyi bir film bıraktıysa bize, şimdi de o denli izlenebilir fakat kofti, içi boç, eğlence sektörünün ana damarı bir film bırakıyor. Saçma Amerikan propogandalarının, süslü laflarının, kahramanlık naralarının da filme yedirilmesini katiyen garipsemedim. Hatta, suçlayıcı tavırlarını.
"Ortadoğu Beyaz Saray'a saldırıldığı için bayram yapıyor."
veya
"Güney Kore'yi kaybettik. (ABD'ye mi aitti?) " repliklerini de tuhaf bulmadım.
Film amacına ulaşmıştır neticede!!!
(Bu sene izleyeceğim Beyaz Saray işgalli iki filmden birisiymiş Kod Adı: Olympus, diğerini de Roland Emmerich çekecekmiş. Hadi bakalım...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder