13 Kasım 2013 Çarşamba

The Vanishing


Yönetmen: George Sluizer


Birbirlerine aşık olan Saskia (Johanna ter Steege) ve Rex (Gene Bervoets) çifti, tatil yapmak amacıyla arabalarına atlayıp yola koyulurlar. Çiftimiz güle oynaya yollarına devam ederlerken Saskia Rex'e, belirli aralıklarla gördüğü ve her seferinde aynı kurgunun yaşandığı, özünde ikisinin de birbirlerine kavuşamadıklarını anlatan rüyalarından bahseder. Peşisıra patlak veren ve küçük bir anlaşmazlık sonucu yaşanan tartışma; Saskia'nın Rex' kendisini hiç bırakmaması için yemin ettirmesiyle son bulur ve dinlenmek üzere bir benzin istasyonunda mola verirler.
Saskia, kahve almak için markete gider ve geri dönmez. Ne yapacağını bilemez bir durumda olan ve belirli bir süre arabasında Saskia'yı bekledikten sonra etrafı kolaçan eden Rex, herhangi bir sonuç alamaz. Hatta müessese sahibi, Saskia'nın belki de kendi isteğiyle oradan ayrılmış olabileceğini düşünerek ortada hiçbir delil bulunmadığını ileri sürer ve polisi bile aramaya tenezzül etmez.
Rex ise böyle bir varsayıma asla inanmayacaktır...


Gözden kaçmaması gereken ufak bir sinemasal hadise... Kayboluş, çoğu gerilim filminin başvurduğu formüllere başvurmadan karakterlerini özellikle sosyopat profilini kanlı canlı gözler önüne seren, filmin finaline doğru ortaya çıkan detaylarla, ikili diyalogların iyi yazılmışlığıyla iyice yükselen, son yirmi, yirmi beş dakikası harika film. Basit bir çıkış yolundan ilk adımını atsa da pek çok önemli konuyu, ki yorumlarda da belirtildiği üzere en önemlisi kader, tartışmaya açıyor. İzlenmeli...
  ---spoiler---
Filmin sonlarında sosyopatın teklifi özellikle deneyimler hususu açısından epey irdelenebilir. Gerçeğin ne olduğu öğrenmenin, onun neler yaşadığını öğrenmenin tek yolu bu... Hakikaten karakter teklifini bir tuzak için mi yapıyordu yoksa gerçekten adamın Rex'in Saskia'nın neler yaşadığını tam manasıyla öğrenebilmesini mi istiyordu? Filmdeki kırılma noktaları da gayet iyi oluşturulmuş.

---spoiler--- [^]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder