25 Ağustos 2013 Pazar

Henüz

parmak ucuma saplanıp gezinen
romatizmal ağrı, bugünün yalnızlığı

çok öykülü, bin gözlü
balık ağlarına takılan
kent cambazları

biz bir toplamı eksiltmek uğruna
daha başlamamışken birbirimize
az avizeli evlerden
az koridorlu evlere gerilen
ince ip üzerinde
(ortasında sokak lambası)
daha başlamamışken
gökyüzü boyasına öykünüp
imlasız ve dengesiz sevişmeye

o cambazlar ki
suya attılar kendilerini

kentimin eğip büktükçe
kırdıkça
teninden çizgiler geçtikçe
şekilden şekle giren
kartondan sokakları

sokakların ayrık otu büyüten çocukları
çocukların kurdele sarılı döküntülü rüyaları
kent cambazlarının ruhlarını almışlar

ve sırf onlar bilirler
bu durmadan birbirine çarpan
mazgallarında güzel sözler büyüten kentte

akça büyük kalıp sabunlar
yağmur suyuyla köpürtülüp
sahici insanları barındıran şiirlerle
temizler zehirlenen kanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder