11 Temmuz 2013 Perşembe

Medya Yazıları 1 - Gündem Belirleme Yaklaşımı

            Kitle iletişim araçları: gazeteler, radyolar, televizyonlar bizlerle her an birlikteler. Zamanımızın bir kısmını, belki de çoğunu onlara ayırıyoruz.
Onlarla geçirdiğimiz zaman dilimi boyunca durmadan konuşuyorlar. Anlatıyorlar. Dinlemenizi istiyorlar. Mümkün mertebe, maruz kaldığımız bilgiyi sorgulamadan.
    Peki ama önemli bir iletişim süreci olan toplumsal iletişimin ana aktörleri, kitle iletişim araçları aslında ne istiyorlar? Söylemleri, anlattıkları gerçeğe ne ölçüde yakın? Birilerinin tarafındalar mı? İzleyiciyi, okuyucu yönlendirebiliyorlar mı, öyleyse nasıl?
    Medya...
    Bu haftadan itibaren önümüzdeki iki veya üç hafta yazılarımın belirli bir kısmını medya konusuna ayırmaya karar verdim. Levent Yaylagül’ün derlediği Kitle İletişim Kuramları kitabı ışığında “Gündem Belirleme”, “Suskunluk Sarmalı”, “Eşik Bekçiliği”, “Bilgi Eksikliği Hipotezi” bakış açılarını tartışmaya açma çabasıyla yazılarıma başlıyorum.
Gündem Belirleme Yaklaşımı
    “İnsanlar dünyada neler olduğunu anlamak için medyaya bağlıdırlar.”1
    Büyük bir dünyada yaşıyoruz. Etrafımızda pek çok olay meydana geliyor. Kıyısından köşesinden veya doğrudan bizi etkileyebilecek olaylardan bahsediyorum. Salt bireylerin kurduğu bir biz değil değindiğim. “Biz” ile bireylerin kurduğu toplumu, toplumların uc uca eklendiği dünyayı kastediyorum. Böyle büyük bir haber kaynağının içindeyiz yani, yaşadığımız dünyanın. Olanı biteni öğrenmek için ise medya organlarına ihtiyaç duymaktayız. Bilgiye ulaşmamız gerek. Etrafımızda akan hayatın farkına varmak, gerçeği öğrenmek, sağlıklı düşünebilmek adına.
Odağa almamız gereken problem de bu noktada ortaya çıkıyor. Bize ulaşan bilginin ne kadarı doğru?  ne kadarını biliyoruz aslında ne oluyor?
    “Toplumda kitle iletişim araçlarının daha çok önem verdiği konular, daha çok gündemde olacak, medyanın görmez-den geldiği olaylar ise önemini kaybedecektir (Severin ve Tankard, 1992:208). Bu kuramın temeli, medyanın haberleri sunuş biçimiyle vatandaşın üzerine kafa yorduğu ve konuştuğu  konuları belirlediği düşüncesine dayanır.”2
Televizyonunuzu açın. Akşam haberlerini izleyin. Beş altı farklı kanaldan haberleri takip etmeye başlayın. Benzerliği fark edeceksiniz. Çoğunluklukla aynı olayların size sunulduğunu göreceksiniz. Televizyonu kapattıktan sonra ailenizle konuşun. Bugün neler olduğuna dair bilgi edinmeye çalışın. Size büyük ihtimalle televizyonda rastladığınız haberlerden bahsedeceklerdir.
Gündem belirleme yaklaşımı tam manasıyla sizin konuştuklarınızı, önem sırasını da işaret edecek biçimde şekillendirmeye dayanır. Bu çerçevede medyayı irdelersek “yandaş medya” , “suni gündem yaratma” kavramlarına da rahatlıkla ulaşabiliriz.
“Medya dünyada ve toplumlarda meydana gelen her olay ya da olguyu haber haline getirmez. Bazı konu ve olaylar medya tarafından sürekli ya da diğerlerine göre kıyasla daha çok gündeme getirilir.”3
Medya organları gerçeği ortaya çıkarmakla, onu yaymakla mükelleftir. Etik açıdan da yapılması gereken gerçeği saptırmamaktır. Çoğu medya aktörü, medya organı gerçeği kalıplara sokan, kendi gerçeklerini yaratan çalışmalar gerçekleştirir. Suni gündemler yaratarak bireyi, toplumu doğrudan ilgilendiren haberleri saklamayı ya da verdikleri haberleri taraflı olarak yeniden ele almayı seçerler.
Barry Levinson’ın 1997 tarihli filmi Wag the Dog (Başkanın Adamları) suni gündemin gücüne net bir örnektir. Film Amerika’da yaşanan büyük bir skandalın üzerini örtmekle ilgilidir. Proje skandaldan daha büyük bir habere, toplumu daha fazla ilgilendirebilecek bir olaya imza atmayı hedefler. Bir savaşa... Aslında yapılmayan bir savaş ülkeyi kasıp kavurur. Her mecrada savaşla alakalı haberler vardır. Savaş karşıtı gösteriler düzenlenir. Şarkılar bestelenir. Toplum yönlendirilmiştir. Skandal kimsenin umrunda değildir hatta hatırlamazlar bile. Suni gündem, gerçek gündemi yutmuştur.
Yandaş medya böyle anlarda fazlaca hissedilir.
Jack London Demir Ökçe kitabında gazetelerin (medyanın) kapitalist düzenin yanında olduğundan, iktidara, egemenlere hizmet ettiğini söyler.  Hizmetlerini kamuoyuna yön vererek yapmaktadırlar. Aynı kitapta egemen sınıflarla ters düşen bir piskopos anlatılır. Büyük çıkışından sonra piskopos akıl hastahanesine kapatılmıştır. Aslında delililikle alakalı bir derdi olmayan yaşlı adam gazetelere çıkar. Onun aşırı çalışmaktan yorgun düştüğünü, inzivaya çekildiğini yazarlar. Gündem belirleme... Yandaş medya görevini gerçekleştirmiştir.
Şimdilik yanımızda, az da olsa haberciliği etik bir biçimde yürüten haberciler, medya organları ve yeni medya oluşumu; sosyal medya mevcut. Özellikle sosyal medyanın özgür alanı, denetim güçlüğü önemli yardımcılar. Bilgi kirliliği sorununa rağmen sosyal medya diğer medya araçlarına göre daha güvenilir.
Sanırım tek bir gazete ile tek bir televizyon kanalı ile yetinmemek, gündemi farklı kanallardan takip etmek, bir yandan da sosyal medyayı izlemek, olaylara belirli ölçüde şüpheci yaklaşmak yapabileceklerimiz arasında.
Medya gerçekle savaşını sürdürecektir, biz de gerçeği bulma savaşımızı.

Levent YAYLAGÜL, Kitle İletişim Kuramları: Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar, 3.Baskı, Ankara, 2010, s: 77
2 Levent YAYLAGÜL, Kitle İletişim Kuramları: Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar, 3.Baskı, Ankara, 2010, s: 77
3 Levent YAYLAGÜL, Kitle İletişim Kuramları: Egemen ve Eleştirel Yaklaşımlar, 3.Baskı, Ankara, 2010, s: 79

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder