14 Nisan 2013 Pazar

Stoker







Nihayet Sinema...
Genellikle Amerika'ya transfer olan yönetmenlerin denemeleri sonuç vermez. Başarısız geçer. Ya kimyaları tutmaz bu kırsalla. Ya çalışma biçimleri, yapımcı baskıları neticeye etki eder. Chan - Wook Park ise genellemenin dışında kalıyor. Hem onu tanıyanlar hem de ilk defa tanışacaklar için harika bir film çıkarmış ortaya. Çizgisini korumuş. Evet eksikleri yok değil. Yine de olabildiğince kendi çizgisini koruyan bir yapım olmuş Park için Stoker.

Filmi Oldboy ile karşılaştırmaya girmeyeceğim. Evet birkaç benzerlik kurulabilir. Bazı temaları, şiddete yaklaşımı falan. Ancak ayrı uçlardan filmler olduklarını düşünüyorum.
Stoker Park'ı tanıyanlar için nasıl bir film beklenmesi gerektiği açısından soru işareti barındırmıyor. Fragmanlarıyla da ona aşina olmayanla adına güçlü bir gerilim filmi olduğunun altını çiziyor.

Filmin her karesi, her anı Park'ın artistik düzeye çıkardığı yönetimiyle renkleniyor. Geçişleri, kadrajları her saniyesi izlenilmeli. Görüntü yönetiminin de başarısı atmosfer kurulumuna doğrudan hizmet ediyor. Olumlu yönde tabii.

Stoker'ın alttan alta işlediği Freudyen bakış açısı da öykü için gayet ideal. Bastırılmış dürtüleri bir büyüme öyküsüne yedirmek açıkçası ilk akla gelebilecek fakat doğru bir fikir. Şiddet ile cinsel hazların bütünleştiği sahneler... Geçmişle kurulan ailevi ilişkilerin yarattığı yani kanın ortaya çıkardığı bağlar... Anılara yapılan kesmeler... Hepsi Freud'un F'si eşliğinde perdeye yansıyor gibi.

Wentworth Miller'ın senaryoyu yazması beni de şaşırttı. Böyle grift böyle matematiği güçlü bir senaryoyu yazması takdir edilesi. Asıl merak ettiğim Park'ın senaryoya katkısı. Ekleyip çıkardıkları...

Oyunculuklar için de parantez açmak gerek. Nicole Kidman ağırlığın onda olmadığı karakteriyle arzı endam ettiği karelerde iyi oyunculuğunu konuşturuyor. Matthew Goode ise başarılı bir performans sunuyor. Nereden tanıyorum ben bu adamı diye diye filmi bitirdim. Meğer Watchmen'deki uyuzmuş :))... Asıl alkış ise kesinlikle
Mia Wasikowska'nın. Çok zor bir işin altından harika bir oyunculukla sıyrılıyor. Film sanırım onunla anılacak.
Stoker... Kesinlikle izlenmesi gereken, sağlam örgülü, karanlık, gücünü çoğunlukla alçak sesten alan büyüleyici bir sinemasal operet, ya da klasik müzik örneği...

(müziklerine, ses kurgusuna ayrıca bayıldım)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder