24 Mart 2013 Pazar

Ascenseur pour l'echafaud


Senaryosuyla, müzikleriyle, yönetimiyle harika bir polisiye gerilim. Louis Malle'yi geç keşfettiğim için ne denli hayıflansam az. Olay örgüsünün dinamo taşları misali kurulduğu filmi gerçekten iyi kotarmış. Miles Davis'in harika müziklerine, Jeanne Moreau'nun güzelliği de eklenince, hangi unsuru ele alınırsa alınsın estetik bir film ortaya çıkmış. Estetik peki sıkıcı mı? Asla, sanat filmi (ki   ne demek hala çözemedim) tartışmalarının ayyuka çıktığı zamanlardayız. Baş kriterlerinden birisi ise böyle filmlerin sıkıcı lanse edilmesi. İzleyiciyle aralarında mesafe olması. (buna da pek inanmam) Böyle bir perspektiften bakınca; "Darağacı Asansörü" 58 yıpımı baya bir erken dönem sanat filmi olarak göze çarpıyor. Özellikle bir asansör sahnesi var ki ders niteliğinde. Hafif hafif Godard esintileri de bırakıyor film.
Öyküsü ele alındığında basit bir çıkış noktasına dayanan yapım ilerledikçe politik altmetni olan güçlü bir gerilim, dram örneğine dönüşüyor. 

İstisnasız izlenmeli...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder