18 Şubat 2013 Pazartesi

Konuk Yazar;

Evet, konuk yazar geleneğini başlatıyorum. Heyecanlıyım bu yüzden... Fazla laf kalabalığı yapmadan aradan çekiliyorum.

                                                                  Ki Duk Kim      

                                   

                                    Sen 20 Aralık 1960 da ışınlan gezegenimize...
Git tarım eğitimi veren okulda oku hatta okuyama, maddi yetersizlikler seni okulundan etsin, sonra bir fabrikada işçi olarak çalış, yirmi yaşında deniz kuvvetlerine zıpla ve iyi bir asker ol, insanları gözle ama magazinsel gözle değil “kimsel” gözle... Budistlik yap sonra mesela... Sorgula, sorgula, sorgula...
Otuz yaşına gel, al Fransa’ya ışınlanan bir bilet, orada yaptığın resimleri sat, aşını buradan sağla. Senaryolara uzan, yaz babam yaz. Yarışmaya katıl ve tam iki ödül birden kazan. Eh bak sen şu feleğin işine, Zaman gelsin, devrinin en ulu yönetmenlerinden biri ol.
Tam fırsatı! Anlat mevsimlerin ne olduğunu; ilkbahar, yaz, sonbahar, kış ve yine ilkbahar... Sor sonra ne değişti? Şiir gibi anlat bunu ama... Böyle, film neymiş göster onlara!
Aman ha! Burcunun özelliklerinden bahsetmeyi es geçme. Zira bazıları pek önemser bunu, öyle ya herkese de ulaşmalısın, herkes varmalı senin varlığının bilincine. Yay bir masaldır de onlara, en güzel renklerle süsleyerek yap bunu.
Dünya türler yuvası, envai çeşit insan var. Seç bir kızı. Dünya... Haliyle envai çeşit olay, duygu vs barınağı. En güzellerinden birini seç, mesela fedakarlıktan bahset. Neler olmuş Fedakar Kız’ın dünyasında... Kimsel açıdan sun bize bunu.
Düşe daldığımız dünyayı görmezden gelme. Rüyaları en iyi sen yorumlarsın. Kelebekleri de atlamazsın elbet, en dolu yaşayan organizmaları... Dünyanın sonunu kanatlarında taşıyan ve buna rağmen korku değil de tebessüm dağıtan canlı şubelerini...
Uyandığımızda boğuluyorsak, tıkanıyorsak; adım adım göster bize nasıl Nefes alırdık. Mevsim mevsim olsun, hikayeleştir ve şarkılarla beze baştan sona...
Hayatı bu kadar dolu yaşayınca gör ve de ki: Hepimiz kilitlerimizin açılmasını bekleyen birer Boş Ev’iz.
Güney Kore’nin bize sunduğu en büyük güzelliktir kendisi.
Filmografi:
Crocodile (1996)
Wild Animals (1997)
Birdcage Inn ( Blue Gate)(1998)
The Isle (2000)
Real Fiction (2000)
Address Unknown (2001)
Bad Guy (2001)
The Coast Guard (2002)
Spring, Summer, Autumn, Winter... and Spring (2003)
Samaritan Girl (2004)
3-Iron (2004)
The Bow (2005)
Time (2006)
Breath (2007)
Dream (2008)
Bir de senaryosunu yazdığı film var: Beautiful (A-leum-dab-da) eklemeden edemedim. Kim Ki Duk kokar buram buram, her ne kadar yönetmenliğini yapmamış olsa da. Demek ki elinin değdiği her işe güzellik katıyor.
...
Henüz izleyemediğim sekiz filmi var. (2003 öncesi filmleri) Çok aramıştım zamanında fakat bulamamıştım. Şimdi sanırım daha kolay ulaşılabiliyor. Umarım onları izlemeden yummam gözlerimi.
Ezcümle Kim Ki Duk sinemanın ayrı bir rengidir. Sinema gökkuşağı ise bana göre O en tatlı, en göz alıcı rengidir. Kelimelere küsmüş ama en geveze yönetmen...

Merve Büyük

(yazı için Merve'ye çok teşekkür ediyorum. İnsanın sevdiği bir yönetmen, sevdiği bir insan için yazması yazıya çok şey katıyor)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder