13 Ocak 2013 Pazar

Yarın Ne Kadar Sürer?

-Yarın ne kadar sürer...

-Sonsuzluk ve bir gün...

Bir gün daha, bir gün daha... Sonsuzluk içerisinde ufacık noktalar halinde geçirdiğimiz zaman. Şairlerin, sinemacıların, ressamların; sanatçıların zamanla alıp veremediklerini anlayabiliyorum biraz biraz. İnsan, genellikle özlemle andığı bir geçmişe sahiptir. Ona gelecek kaygısı eşlik eder. Yetmiş yıllık ömürde yetmiş dakika kendimizi tanımaya çalışamamamız bundandır. Anı kaçırmak denen şey de. Bir ucuyla da ölümsüzlük. Ancak biliyorum, "Paris'te Geceyarısı" filmindeki bir husus akla  yakın. Biz geçmişi özleyenler veya yaşamadığımız bir geçmişi sahiplenenler, o geçmişte yaşamak isteyenler... O zaman şimdiki zamanımız haline gelseydi başka bir geçmişi özleyebilirdik. Olayın dönüp dolaşıp bağlandı yer şimdi. Eh "Naked" filminde de asla şimdi de yer alamayacağımız anlatılıyor. Ben bunları yazarken şimdide değilim. Ona yetişemem zira. Neyse duvar takvimi, masa takvimi, kol saati, masa saati (radyolu :) ) kullanan birinin şahsi takıntıları da olabilir bunlar. En iyisi şunu dinleyin;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder