7 Ocak 2013 Pazartesi

Fisher King

Gilliam filmografisi içerisinde özel bir yeri olan "Fisher King" öncelikle hikayesi, ardından; oyunculuk performansları ve görsel anlatımı ile harika bir sinemasal deneyim sunuyor. Gilliam'ın sevdiği türde, sevdiği şekilde tıkır tıkır işleyen bir film. Mitlerden, delilikten, acıdan, aşktan feyz alan güçlü portreler.


Yukarıdaki kısa yorumumu sayfalarca genişletebilirim. Lakin gerek yok. Deliliğe bayıldığımı belirtmem yeterli. Birincisi oyun dışı kalıp hala oyun oynayabiliyorsunuz. Kastettiğim tamamen aklı yitirmek değil. Ortak bilince, ortak akla bir nevi karşı çıkış. Çok basit, otobüste avazınız çıktığı kadar şarkı söyleyin. Sonra , sonrasını malum. Durup dururken gülün. Gülmeye ne denli kötü bakıyoruz aslında. Delilik iyidir, özellikle başkasının aklını kullanıyorsanız. Farkında olan olmayan, kum saati kırıldı, boğulmadan uyanın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder