2 Kasım 2012 Cuma

The Royal Tenenbaums




"The Royal Tenenbaums" - Ne Aile Ama :)
Filmlerle ilintili netice aslında ikiye ayrılır benim için. Birincisinde iyi bir film izler, beğenir, gerçekten etkilenir, seversiniz; (Bknz. "Atları da Vururlar")... diğer türlüsünde, süreç tersine işler. Filmi seversiniz, etkilenir, beğenir, izlersiniz... "The Royal Tenenbaums" uzun süredir film sevme açığımı kapatan bir film olarak beni selamladı diyebilirim. Ne zamandır askıya aldığım filmografisiyle Wes Anderson'u neredeyse baş tacım eden yapım...
Renkli bir dünyanın, birbirinden enteresan karakterlerle süslenmiş dramatik hikayesi. "The Royal Tenenbaums" özü bu olabilir. Lakin salt bununla sınırlı değil tabii. Birincisi, öykü hakikaten iyi kurulan bir öykü. İkincisi, öyküden ziyade karakterler mühim, lakin bu öyle gözümüze sokularak da yapılmıyor. Bak bunlar çok ilginç insanlar minvalinde doldurulan ancak içi boş anlatılardan değil. Kaldı ki indirgene indirgene baba-aile ilişkilerine indirgenebilecek öykü anlatımıyla takdir edilesi.
Gelelim oyunculuk performanslarına... Tüm oyuncular, benzer performanslar sunuyor. Karakter inandırıcıkları aynı oranda artıyor. Genellikle sakin, büyük oynanmayan performanslar hepsi. Derli toplu, yani bir okul müsamerisine dahi dönebilecek proje badiresiz kotarılıyor. En beğendiğim isim ise Luke Wilson ve Bil Murray... Ben Stiller'ı ise böyle bir karakterle görmek çok hoşuma gitti.

Film müziklerinden hep bahsedilirdi. Wes Anderson filmleri için önemlidir müzikler. Kaç gündür soundtracklerini dinliyorum "The Royal Tenenbaums" un, varın gerisini siz düşünün. Sıkılmadan izlenebilecek, farklı tatlar arayanlar için de kesinlikle ideal olan "The Royal Tenenbaums"; tavsiyedir....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder